Sürü Bağışıklığı Yöntemi Nedir Ne İşe Yarar? Korona Salgınını Engeller Mi?

2019 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan adındaki kentinde ortaya çıkan yeni tip bir Korona virüsü olan ve çıkmış olduğu yıl ile isimlendirilen Covid 19 nedir? Covid 19 Korona virüsü nasıl bulaşır ve yayılır? Covid 19 Korona virüsünün yayılması nasıl önlenebilir? Covid 19 Korona Virüsünün yayılmasına Sürü Bağışıklığı engel olur mu? Sürü Bağışıklığı nedir? Sürü bağışıklığı yöntemi nasıl uygulanır? Detayları haberimizde bulabilirsiniz.

Covid 19 Korona Virüsü Nedir? Nasıl Bulaşır?

Çin Halk Cumhuriyeti’nde avlanan, satılan ve hatta gıda olarak tüketilen yaban hayvanlarında bulunduğu ve insana da bu hayvanların satıldığı Wuhan kentindeki pazardan yayılmaya başladığı düşünülen yeni tip korona virüsü Covid 19, diğer korona tipi virüsler gibi bir canlı metabolizmaya yerleşen ve oradan bir anlamda beslenerek yerleştiği bünyede yayılan bir virüstür. Korona tipi virüsler insan bünyesinde yerleştikleri sisteme yapışarak o organı ya da sistemi işlevsiz hale getirmeye başlarlar. Korona tipi virüslerin tamamı gibi Covid 19 da büyümek ve varlığını sürdürmek için bir canlı bünyeye ihtiyaç duymaktadır. Yeni tip olarak nitelenmesinin sebebi hayvanlarda görülen bir virüs tipi iken insandan insana bulaşabilir ve insan bünyesinde gelişebilir hale gelmiş olmasıdır. Covid 19 korona virüsü ağız, göz ve burun yolu ile insanların solunum sistemlerine girmektedir. Önce boğazda yerleşen, daha sonra ise akciğerlere yapışarak varlıklarını sürdürmektedirler.

Covid 19 korona virüsünü ölümcül kılan unsur ise özellikle belli yaşın üzerinde olan ya da genç olmakla birlikte kronik rahatsızlıklardan dolayı bağışıklık sistemi zayıflamış olan kişilerde vücudun yeterince direnç gösterememesi ve en sonunda kişinin soluk alamaz hale gelerek hayatını kaybetmesine yol açmasıdır. Covid 19 virüsü sebebiyle ölen insanların çoğunluğunun yaşlı insanlar olması da bu sebebe dayandırılmaktadır. Yaşlı insanlar zaten ciddi oranda bağışıklık kabiliyetlerini yitirdiklerinden ve organları, hücreleri yıpranmış ve yenilenme özelliklerini yitirmiş olduğundan virüsün yarattığı tahribata dayanamayarak hayatlarını kaybetmektedirler.

Covid 19 Korona Virüsünden Nasıl Korunulur?

Covid 19 korona virüsünden korunmak noktasında Dünya Sağlık Örgütü’nün de ülkemizde bu konularda ilke kararları alan Korona Virüsü Bilim Kurulu’nun da ısrarla üzerinde durduğu konu hijyendir. Özellikle insanların dokundukları yerden elleri vasıtası ile virüsü almaları ve ellerini yedikerine, yüzlerine, gözlerine götürmeleri sonucunda virüsü solunum sistemlerine sokmaları biçiminde enfekte olmaları en yaygın virüs kapma şekli olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle uzmanlar ellerin sık sık bol sabunla ve her yerini dezenfekte edecek biçimde en az 20 saniye yıkanması gerektiğini dile getirmektedirler. Suya ve sabuna ulaşmanın mümkün olmadığı durumlarda ise kişilerin yüksek alkol dereceli kolonya, seyreltilmiş etil alkol ya da elkol bazlı dezenfektanlar ile ellerinin hijyenini sağlamaları gerektiğini deklare etmektedirler.

Maske kullanımı konusu ise önerilmekle beraber pasif süjeler için değil, aktif kesim için daha ön plana çıkan bir öneri halini almıştır. Yani enfekte olma tehlikesi altındaki insanların değil, hasta olan ya da hasta olduğundan şüphe duyan/duyulan kişilerin çevreye viral partikül salmamaları adına maske kullanmaları önerilmektedir. Ne tip maskelerin koruma sağladığı konusunda da bazı standartlar söz konusudur. Bu standartlar ile maske çeşitlerine dair açıklamaları aşağıda yer alan yönlendirme ile erişebileceğiniz yazımızda inceleyebilirsiniz;

Sürü Bağışıklığı Yöntemi Nedir?

Covid 19 gibi korona virüslerinin ya da başka diğer salgın hastalıkların yayılmaya başlaması durumunda bir toplumun, yaşlı ya da kronik hastalık sahibi bireyleri korunmak kaydıyla, kalan bireylerinin herhangi bir hastalık tedbiri alınmaksızın, o hastalığa karşı topluca bağışıklığının sağlanması durumu, yöntemidir. Bu bağışıklığın kazanımı ilgili topluluğun aşılanması ya da hastalığın doğal yayılım sürecinde bulaşması ile gerçekleşebilmektedir. Bağışıklık kazanımı tek bir birey için vücudun bir virüs, bakteri ya da mikrobu bir kez deneyimleyip onunla savaşmayı öğrenmesi yani vücudun antikor üretimini başarması durumudur. Bu başarı ya bir daha hiç enfekte olunmamasına ya da olası bir ikinci enfeksiyon durumunda vücudun hastalanmadan bundan kurtulmasına yaramaktadır.

Burada en temel iki karar; Covid 19 gibi virüslerin ölüme yol açabildiği zayıf bağışıklık sistemi sahibi olan kesimden uzak tutulması ve toplumun geri kalan bireylerinin enfekte olmasına müsade edilmesi kararlarıdır. Her şartta virüsün çoğunluğu etkileyeceği ve alınan tedbirlere rağmen daha fazla sayıda insanın bağışıklık kazanamadan salgın sebebiyle hayatını kaybedeceği varsayımı sürü bağışıklığı sistemini kullanma gerekliliğinin fikri altyapısını oluşturmaktadır. Bu yöntemi savunanlar virüsün toplumun geneline yayılmasının kaçınılmaz olduğunu ve bir anlamda yangını karşı yangınla söndürmek gerektiğini öne sürmektedirler.

Bu nedenle toplumun kendi haline bırakılması durumunda daha yavaş bir hızla enfekte olacağı, enfekte olanların da iyileşip virüse bağışıklık geliştirmeleri ile zaman içerisinde yayılma hızının düşeceği öngörülmektedir.

Sürü bağışıklığı ilk olarak 1923 yılında literatüre girdi ve 1930’larda ise çocukların Kızamık hastalığına karşı bağışıklık kazanması sonucunda yeni kızamık vakalarında gözle görülür bir düşüş gözlenmesi ile deneyimlenmiştir.

Sürü Bağışıklığı Yöntemini Covid 19 Korona Virüsüne Karşı Hangi Ülkeler Kullanacak?

İngiltere ve Hollanda hükümetleri tüm dünyada görülen ve artık pandemi yani salgın hastalık olarak nitelendirilen Covid 19 korona virüsüne karşı karantina uygulamayacaklarını açıkladılar. Bu bağlamda yukarıda da belirtmiş olduğumuz riskli grup dışında kalan insanlar için olağan hayat akışının süreceğini ve önüne geçilemez nitelikteki bu salgını durdurmaya çalışmak yerine, dirençli kesimin buna karşı bağışıklık kazanmalarını sağlamayı hedeflediklerini savunan bu iki ülkede yöntemin işleyip işlemeyeceğini zaman gösterecek.

Sürü Bağışıklığı Sistemini uygulamaktaki en önemli amaç olarak ülkelerin sağlık sistemlerinin bir anda gelecek milyonlarca enfekte olmuş kişiyi kaldıracak durumda olmaması olarak gösteriliyor. Bir anda milyonları karantina altına almanın mümkün olmayışı gerçeği, insanların doğal akış içerisinde enfekte olarak buna direnç göstermeye çalışmaları, ancak acil durumlarda hastanelerin ve tedavi yöntemlerinin kullanılmasını gerektirmektedir. Özellikle iki ülkenin deneyeceği bu yöntemin ne gibi olumlu ya da olumsuz neticeleri olacağını süreç içerisinde izleyecek ve size bilgiler vereceğiz.

İngiltere’nin bu kararı almasında etkili olan unsur Covid 19 Korona virüsü ile alakalı olarak oluşturulmuş olan bilim kurulunun tavsiyeleridir. Özellikle Prof. Dr. Graham Medley İngiliz hükümetinin danışma kurulunda yer almaktadır ve salgınlara dair kontrol modelleri hazırlamaktadır. Medley’nin savunduğu fikre göre; bugün salgın olarak yayılan Covid 19 virüsü diğer korona virüs tipleri gibi zaman içerisinde sıradan bir hastalık halini alacak, o döneme kadar ne kadar çok kişi bağışıklık kazanırsa o kadar bu değişim yaşanabilir. Yine Gelişen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Martin Hibberd da toplumun yavaş bir biçimde yüzde yetmişlik risksiz kesiminin enfekte olması ve iyileşmesi ile birlikte büyük oranda salgının yavaşlayacağını ve hayatın normalleşeceğini savunmaktadır.

Covid 19 Korona Virüsüne dair bilgiler almak, sorularınızı sormak ve konu hakkında düşüncelerinizi paylaşmak için Tıklayınız!